Uçakların insan hayatını ne denli kolaylaştırdığı ve dünyanın en güvenilir ulaşım aracı olduğu inkar edilemez bir gerçek. Buna rağmen her insan uçağa binerken bir tedirginlik yaşar. Uçak kazaları, düşünüldüğünde gerçekleşmesi milyonda bir olsa da gerçekleştiği zaman sonuçları çok ağır olabiliyor. Peki, havacılık tarihinin en ölümcül uçak kazası olan Tenerife Faciası ‘nın gökyüzünün aksine karada gerçekleştiğini biliyor muydunuz?
Tarihler 27 Mart 1977’yi gösterdiğinde İspanya’nın Tenerife Adası, insanlık ve havacılık tarihinin en acı kazası olan Tenerife Faciası’na ev sahipliği yaptı. Tenerife Faciası arkasında yüzlerce cansız beden, binlerce tedirgin insan ve tüm dünyaya büyük bir ders bıraktı. Aslında o gün her şey olması gerektiği gibiydi. Amsterdam’dan kalkan KLM şirketine bağlı Boeing 747-206B ve Los Angeles’tan kalkan Pan Am şirketine bağlı Boeing 747-121, sakin sakin Grand Canaria Havalimanı’na doğru süzülüyorlardı.
Her şey bir bombanın patlamasıyla başladı. Bomba ihbarı yüzünden Grand Canaria Havalimanı kapatılmıştı ve uçuşlar, komşu ada Teneriffe’deki Santa Cruz de Tenerife şehrinde bulunan Los Rodeos Havalimanına yönlendirilmişti.
Günlerden pazardı, hava sisliydi, havalimanı oldukça karmaşıktı ve büyük felakete adım adım yaklaşılıyordu. Yoğunluk nedeniyle uçakların park etmeleri için yer bulmaları zorlaşıyordu. KLM’nin kaptan pilotu zamanı değerlendirmek için yakıt almaya karar verdi. Pan Am uçağı ise KLM’nin arkasında beklemeye devam ediyordu. Gran Canaria Havalimanı tekrar hava trafiğine açıldığında yeni bir kaos başladı. Tüm uçaklar kalkış için sıra bekliyordu. Yolcular sabırsızdı. O yıllarda KLM, uçuş saatlerinde aşım yapan pilotlara ciddi yaptırımlar uyguluyordu. Bu yüzden KLM’nin kaptan pilotu Van Zanten, fazlasıyla sabırsız ve aceleci davranıyor, olabildiğince çabuk havalanmak istiyordu.
Uçaklar hareket etmeye başladı. KLM ve Pan Am uçakları arkalı önlü ilerlemeye devam ediyorlardı fakat bu sırada her iki uçak da kule ile iletişim problemleri yaşıyorlardı. Kalkış pozisyonunu alan KLM’nin kaptanı Van Zanten, iyice sabırsızlanmaya başlamıştı ve kalkış izni almadan motorlara kalkış için güç vermeye karar verdi.
(Kara kutu kayıtları dinlenildiğinde 2. pilotun kaptan pilotu vazgeçirmeye çalıştığını duyabiliriz. Kule, izin isteyen KLM uçağına kalkış sonrası rotası ile ilgili talimat verdiği sırada karakutu kayıtlarında tekrar motorların sesi duyuluyor.) Kule bekleme talimatı vermesine rağmen KLM uçağı çoktan hızlanmıştı bile.
“Ok… Stand by for take-off, I will call you./Tamam, kalkış için bekleyin. Size haber vereceğim.”
Bu konuşmaların hemen ardından Pan Am uçağı hala pistte olduğunu bildirse de bu ses, KLM uçağının kokpitinde cızırtılardan ibaretti. Durumdan şüphelenen KLM’nin uçuş mühendisi ve ikinci pilot, Kaptan Pilot Van Zanten’i pistte olması muhtemel Pan Am uçağı konusunda uyarsalar da Zanten kendinden emindi. ve pistte hızlanmaya devam ediyordu. Sis nedeniyle çok kısa bir mesafe kala birbirini fark eden iki uçakta da o saniyeden sonra panik hakimdi.
Fakat o saatten sonra ne yapılırsa yapılsın kazanın olması kaçınılmazdı. Felaket gerçekleşmişti. Ortalık mahşer yerine dönmüştü. KLM uçağından kurtulan kimse olmamıştı. Dünya tarihinin en kanlı, en ibretlik, en büyük havacılık faciasında tam 583 kişi hayatını kaybetti. Bu kaza havacılıkta insan faktörünün önemini bir kez daha gözler önüne sermişti.
çok güzel yazı tebrikler.^^
teşekkür ederim:)
Güzel olmuş ^^
teşekkür ederim, begenmenize sevindim.
Teşekkürler