Hegemonik erkeklik Connell‘ın 1928 yılında kurumsal bir araştırma sonrasında geliştirerek sosyal bilimlere kazandırdığı kavramdır. Eril ilişkileri meşrulaştırarak farklı cinsiyet, din ve kültürlerde çeşitlilik gösteren, erkeğin kendisini lider olarak düşündüğü ve kadının üzerinde baskınlık kurduğu bir güç formudur. Hegemonik erkeklikte kadın adeta alt cinsiyettir. Dinde ikinci olarak kadının gönderilmesinden bahsedilmektedir bunun sebebinin erkeğin daha ‘kutsal’ olduğu toplumca kabul görmüştür. Kadın ikinci cinsiyettir, erkeklerden oluşmuştur, kadın bu noktada obje olarak görülmeye, toplumun dışında kalmaya başlar.
Kültürlerde ise geçmişten günümüze gelen erkeğin daha ‘dayanıklı’ ve ‘kuvvetli’ olduğu erkeklerin ülkeleri adına canı pahasına savaşabilecek, kadınları ve çocukları koruyabilecek ve ülkelerini yönetebilecek yegane varlık olduğu toplumlara geçmişten günümüze empoze edilmiştir. Erkeğin cinselliği pek çok toplumda zaruri bir ihtiyaç gibi kabul görür, ergenliğe girdikten kısa süre sonra kendi ‘hetereseksüel’ cinselliğini yaşaması konusunda tavsiyeler alır. Kadında ise durum tam tersidir kendisini ileride ‘kocası’ olacak erkek için kutsallaştırarak saklaması gerektiği öğretilmiştir.
Hegemonik erkekliği üç alt başlık içerisinde inceleyebiliriz
1- Kadın ve erkek arasındaki iş bölümü.
2- Devlet ve ordu gibi kurumların erkekler tarafından yönetilmesi gerektiği.
3- Cinsel arzular ve şiddetler.
Hegemoni yüzünden kabul görmüş abartılı erkek davranışları
Hegomoni yüzünden kabul gören bazı erkeklik davranışları abartılmış erkekliğin pek çok kültürde kalıcılaşmasına sebep olmuştur. Örneğin: “Erkekler heteroseksüel olmak zorundadır eğer bir erkek homoseksüel yönelimlere sahipse onu elimine etmek gerekir. Ailesinin geçimi için işe gidip gelmek zorundadır eğer ailede kadın çalışıyor bile olsa erkeğin maaşı daha yüksek olmalıdır” gibi pek çok topluma dayatılan algı toplum tarafından kabul görmüştür uygulanmaya hala devam etmektedir.
Erkeklik ve yemeklerin bağlantısı
Topluma göre erkeklerin doyması için masada mutlaka ‘et’ olması gerekmektedir erkekler et yemeden doyamazlar ya da sebze gibi protein kaynakları onların damak zevkine uymaz. Geçmişten günümüze sosis, hamburger, kasap reklamları hep erkekleri veya kadının cinselliğini barındırır. Örneğin: Burger King, ateş seni çağırıyor. Türk toplumunda da bu izleri görmek mümkündür.
Türkiyede hegemonik erkeklik ve eril dilin yaygınlığı
Özellikle homofobi , cinsiyetçilik Türkiyede’de hüküm sürmektedir küfürler cinsiyetçi, erkeğin hayatındaki kadınlara yöneliktir erkeği hedef almaz. Erkeğe göre ‘kadın ‘ namustur ona edilen bir hakaret erkeğe ait olan ‘namusa’ bir saldırıdır pek çok erkek kendi ailesindeki kadınlara dair böyle sözler duymaya tahammül edemez ancak başka bir erkeği küçük düşürmek adına böyle bir dil kullanır.
Kaynaklar: Etin Cinsel Politikası-J Adams
Kaynak:
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KADIN ÇALIŞMALARI
ANABİLİM DALI
TÜRKİYE’DE ERKEKLİK İNŞASININ BEDENSEL VE
TOPLUMSAL AŞAMALARI